• 8 Eylül 2024
  • admin
  • 0

TRAFİK KAZALARINDA KUSUR ORANINA GÖRE TAZMİNATIN BELİRLENMESİ

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 49. madde gereğince, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinin 1. fıkrası “ Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, … motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmü ile karayolunda işletilen araçlara ilişkin işletenin sorumluluğunu düzenlenmiştir.

İlgili kanunlarda sorumluluk düzenlenmiştir ancak sorumluluk neye göre belirlenecektir? Öncelikle ilgili kanunun delile ilişkin hükmüne yer verilmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesinin 1. fıkrası,İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmüne göre iddia eden taraf iddiasını ispat yükü atındadır.

Aynı Kanunun 91. maddesi ise 85. madde ile belirlenen işletenin sorumluluğunun sigortacıya devrini öngörmüştür. 09.10.2020 tarih ve 31269 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 17.07.2020 tarih ve 2019/40 E. 2020/40 K sayılı Anayasa Mahkemesi iptal kararı sonrası Karayolları Trafik Kanununun 90. maddesi, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmünü haizdir. Karayolları Trafik Kanununun 86. maddesi “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” maddesini haizdir.

Kaza meydana geldikten sonra aracınızın maddi hasarının veya bedensel zararınızın karşılanması adına kusur oranınıza göre değerlendirme yapılmaktadır. Kazanın meydana gelmesinde asli veya tam kusurunuz, tali yani ikinci dereceden kusurunuz veya kusursuzluk durumunuz olabilir. Tazminat hesabı yapılırken Türk Borçlar Kanunu madde 49 gereğince kusursuzluğunuz oranında zararınızı tazmin edilmesini talep edilebilmektedir. Kusur durumu mahkeme veya Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından atanacak bilirkişi tarafından tespit edilmektedir. Bu tespit kurulurken Kaza Tespit Tutanağı ile tanık ve mağdur beyanlarının dosyada var olması önem taşımaktadır. Kaza sonrasında kolluk kuvvetlerine kazaya ilişki ifade verilmesi dosyanızın olumlu sonuçlandırılması adına önem taşımaktadır. Daha önceki yazılarımızda belirtildiği üzere büromuz tarafından uzman desteği alınarak yapılan başvurularda, yaşanan kaza sonrasında tutulan tüm evraklar kolluk kuvvetlerinden, hastanelerden temin edilerek kazaya ilişkin evraklar delil olarak sunulmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği Sigorta Tahkim Komisyon hakemleri evrak üzerinden inceleme yaparak sayın komisyona sunulan deliller incelenerek tespit edilen kusur durumu üzerinden tahkim dosyası özelinde karar verilmektedir.

Kusursuzluk Durumunda Tazminat Miktarı:

Meydana gelen kaza neticesinde herhangi bir kusurunuzun bulunmaması halinde, maluliyetiniz üzerinden yapılacak tazminat hesabı karşı araç sürücülerinin %100 kusuru üzerinden hesaplanmaktadır.

Örneğin;

Çift taraflı araç kazasında Araç sürücüsü konumundaysanız ve karşı araç sürücüsünün kusuru sebebiyle aracınızda maddi sizlerde bedeni hasar oluştuysa ödenecek tazminat miktarı %100 üzerinden hesaplanmaktadır.

Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvuruların bir kısmı yolcu konumunda bulunan kişiler tarafından yapılmaktadır. Yolcuların trafik kazasının meydana gelmesinde -kasten araç sürücüsüne verdikleri zararlar olmadığı sürece- kusurlarının var olduğu söylenemez. Ancak şahıslarında meydana gelen zararı arttırabildikleri yani müterafik kusurlu oldukları söylenebilir. Müterafik kusur ise zararın oluşmasında kusurları bulunmayıp zararın artmasında kusurlu olunması anlamına gelmektedir. Birçok müterafik kusur sebebi bulunmakla birlikte en önemlileri emniyet kemerinin ve motosiklet sürücüleri açısından kask kullanılmamasıdır. Yolcu kişiler açısından kusur, tek taraflı kazada içinde bulunulan aracın veya çift taraflı kazada her iki aracın toplam kusur oranı %100 olarak hesaplanmaktadır. Bu oran belirlenmesinde mücbir sebep halleri, karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğu veya kusur değerlendirmelerinde nadiren rastlanılan sorumlu olarak başıboş veya sahipli hayvanlara vb. durumlarda atfedilecek kusur hükümleri saklıdır.

Asli veya Tali Kusurlu Olunan Halde Tazminat Durumu

Asli ve tali kusur uygulamada %75 ve %25 olarak genel kabul görmektedir. Meydana gelen kazada; taraflardan biri asli diğeri tali kusurlu olması durumunda asli kusurlu olan diğer sürücünün tali kusuru üzerinden, tali kusurlu olan şahıs asli kusurlu sürücünün %75 kusuru üzerinden tazminat talep etmeye hak kazanmaktadır.

Örneğin; Çift taraflı kazada A sürücüsü %25 kusurlu, B sürücüsü %75 kusurlu ise A kişisi tazminat hakkını maluliyet oranına göre %75 üzerinden alırken B sürücüsü maluliyet oranına göre %25 kusur çarpanı ile zararını karşılayacaktır.

Asli ve Tam Kusurunuzun Bulunduğu Hallerde Tazminat Durumu

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından şahsi kusurun olduğu dosyalarda sıklıkla yer verilen “Hiç kimse Kendi Kusurundan Faydalanamaz” ilkesi gereği tam kusurlu olan taraf tazminat isteminde bulunamaz. Tam kusurlu tarafın tazminat istemesinde Türk Medeni Kanunu gereğince lehine hukuki durum oluşturabilecek yararı yoktur.

Arkadaşının kullanmış olduğu motosiklet ile giderken motorun önüne köpek çıkması sonucu kendini motordan aşağıya attığı… yaşanan olayın tamamen kendi düşmesi sonucu olduğu” yönünde beyanda bulunduğu görülmekle, başvuranın resmi makamlar huzurunda alınan ifadesinde açıkça kendisini motosikletten aşağı attığını kabul etmiş olduğu anlaşıldığından ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 86/1. maddesi kapsamında zarar görenin ağır kusuru ile işletenin tehlike sorumluluğuna yönelik illiyet bağının kesildiği kanaatiyle diğer hususlarda inceleme yapılmasına gerek olmadığı kanaatiyle yargılamaya son verilmiştir.

Meydana gelen tek taraflı trafik kazalarının neredeyse tamamında araç sürücüsü araç hakimiyetini kaybederek kazaya sebep olması dolayısıyla tazminat istem hakkı bulunmamaktadır.

Yolcuların intihar sebebiyle araçtan atlaması durumunda kendi kusurundan faydalanılamaz ilkesi gereği tazminat başvurusu yapılsa dahi esastan reddedilmesi gerekmektedir.

Kasten meydana getirilen kazalarda tazminat talep hakkı bulunmamaktadır.

Araçtaki aksam arızası sebebiyle tek taraflı meydana gelen kazalarda araç sürücüsünün kusuru tam ise başvuru yapılması kötü niyet teşkil etmektedir(Örneğin zamanında bakımı yapılmayan araç lastiğinin patlaması sebebiyle teker patlamasına bağlı olarak kaza meydana gelirse ve araç sürücüsü bu durumdan mesul tutulacak ise meydana gelen kaza sebebiyle sürücünün tazminat hakkı bulunmamaktadır.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir